Küresel ısınma riskini hepimiz duyuyoruz ama bu sorunun can yakacak sonuçlarından çoğumuz habersiziz. Bilim insanlarına göre dünya sıcaklığının 1.5 derece daha artması halinde, okyanus seviyelerinin önemli derecede yükselmesi bekleniyor. Üstelik bu 1.5 derecelik ısınma, dünya devletlerine hedef olarak konulmuş durumda. yani, küresel ısınmayı durduramayacağımızı kabullenen bilim insanları, bu ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlı tutma hedefi koymuş durumdalar.
Ancak bu 1.5 derecelik artış bile kıyı şeritlerinin su altında kalmasına yol açabilecek. Yeni bir araştırma, deniz seviyelerinin insanlığın uyum sağlayabileceğinden daha hızlı yükseleceği ve dünya genelindeki kıyı toplulukları için uzun vadeli bir tehdit oluşturacağı konusunda uyarıyor.
Araştırmacılara göre, Grönland ve Antarktika buz tabakalarındaki erime hızı 1990’lardan bu yana dört katına çıktı. Bu erime, şu anda deniz seviyesi yükselişinin önde gelen nedeni konumunda. Fosil yakıt emisyonları bugün kesilse bile, yüzyılın sonuna kadar deniz seviyeleri her yıl 1 santimetre yükselebilir. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelemizde geride kaldığımızı açıkça gösteriyor.
1 santimetrelik artış kulağa küçük gelebilir, ancak araştırmacılar bunun iklim değişikliği krizinde esasen bir dönüm noktası olduğu konusunda uyarıyorlar. Uzmanlar, deniz seviyesi yükseliş hızı bu seviyeye ulaştığında adaptasyonun neredeyse imkansız hale geleceğini belirtiyor. Özellikle düşük gelirli ülkeler için yeterince hızlı kıyı savunmaları inşa etmek mümkün olmayacak. Bunun sonucunda küresel ölçekte “felaket niteliğinde iç bölgelere göç” yaşanabilecek.
Communications Earth and Environment dergisinde yayımlanan yeni çalışma, halihazırda 230 milyon insanın deniz seviyesinden bir metreden daha az yükseklikte yaşadığını ve şaşırtıcı bir şekilde 1 milyar insanın 10 metre içinde ikamet ettiğini ortaya koydu. Geçmişte, balıkçı kasabalarının dışında, pek çok şehir deniz seviyesinde değil, denizden yüksekte dağ yamaçlarına kuruluyordu. Ancak modern dünyada korsan saldırılarının ortadan kalkmasıyla, insanlar denize daha yakın olmayı bir prestij olarak görerek denize yakın yerleşimler kurmaya başladı. Fakat şimdi bu yerleşimlerin su altında kalma riski ortaya çıktı.
Sadece 2050 yılına kadar 20 santimetrelik bir yükseliş, dünyanın en büyük şehirlerine yıllık 1 trilyon dolardan fazla sel hasarına mal olabilir. Devam eden iklim değişikliği krizi sonucunda bazı şehirlerin okyanusa batma riskiyle karşı karşıya kalabileceği de belirtiliyor.
Fosil yakıt kullanımını azaltmanın yanında, devletlerin denizden yüksek alanlarda yeni yerleşim yerlerinin kurulmasını teşvik etmeye başlaması, 50-100 yıl içinde çocuklarımızı ve torunlarımızı yutmaya hazırlanan dev dalgalardan kaçmak için faydalı bir çözüm olabilir.
