AKP ve MHP’li halef selef başkanlardan birbirlerine şok suçlamalar! Bağış nerede?

Afyonkarahisar’da 2018 yılında hayırsever Peyami Yıldırım, o dönem MHP yönetiminde olan Emirdağ Belediyesi’ne “yaşlıların faydalanacağı bir tesis yapılması” şartıyla 260 bin Euro ve 200 bin TL bağışladı. Ancak iddiaya göre bu bağış, istenilen şekilde kullanılmadı. Tesisten geriye yalnızca bodrum kalıbı çakılmış bir inşaat kaldı.
BELEDİYE 17 MİLYON LİRA TAZMİNAT ÖDEYECEK
Bağışın amacı dışında kullanıldığını fark eden hayırsever Peyami Yıldırım, belediyeye dava açtı. Yerel mahkeme hayırseveri haklı buldu ve karar Yargıtay tarafından da onandı. Karara göre Emirdağ Belediyesi, hayırsevere yaklaşık 17 milyon TL tazminat ödeyecek.
SELEFİNE SERT SÖZLERLE YÜKLENDİ
Emirdağ Belediye Başkanı Serkan Koyuncu, 2019’da göreve geldiklerinde şartlı bağıştan geriye yalnızca 2 bin TL kaldığını açıkladı. “Ortada tesis yok, para yok; sadece bir temel atılmış ve inşaat kat karşılığı müteahhide verilmiş” diyen Koyuncu, önceki dönem Belediye Başkanı MHP’li Uğur Serdar Kargın’a sert sözlerle yüklendi.
“Şartlı bağış olan parayı, amacı dışında başka bir yerde kullanamazsınız. Kullanırsanız görevi kötüye kullanmış olursunuz. Biz göreve geldiğimizde hem para bitmişti, hem de geride yalnızca bir temelle bir sözleşme kalmıştı. Bu sebeple hayırsever haklı olarak parasını geri istedi. Mahkeme de bunu uygun buldu. Günün sonunda bugün hiç yoktan 17 milyon TL borçlandık. Olsun, onu da öderiz” dedi.
MHP’Lİ BAŞKANDAN HALEFİNE SERT YANIT
MHP’li eski Belediye Başkanı Uğur Serdar Kargın da halefi Serkan Koyuncu’da sert yanıt verdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Kargın, şu ifadelere yer verdi:
“Koskoca ilçenin küçücük belediye başkanı 17 milyonluk tazminatı sırtımıza sarmaya kalkmış… Bakanı, dekanı, milletvekili, belediye başkanı bir olmuş dönemimizde yapılan bu işte de bir kusur bulamamış ama zifiri karanlık adamın birisi kalkmış bizleri suçlamış. Gerekirse ayrıntılara da gireriz ama korku şu; Devlette devamlılığın gereğini unutup, önceki dönemde hayırseverle imzalanan protokolü canı öyle istediği için iptal eden küçücük başkan, bu mahkeme kararıyla yaptığı yanlışı nihayet anlamış oldu…İhalenin şeklinden, bağışın nerede nasıl kullanılmasından daha ziyade, önceki dönemden gelen ve kendisini de bağlayan taahhüdü, haksız gerekçelerle ihlal ve iptal eden zevat, bu yaptığı idari işlemdeki hatayla kurumu zarara uğratmış ve kendisine rücu ettirilecek bu zararla bulanık suda balık avlamaya kalkmıştır… Belediyenin mevcut yönetimi hayırsevere verdiği taahhüdü yerine getirmedi ve bağışlanan parayı faiziyle birlikte ödemek zorunda kaldı… ‘Olsun bakalım bunu da öderiz’ denilen rakam 17 milyon Türk Lirası… Olmasın küçücük başkan olmasın! Kimin parasıyla kimin borcunu ödüyorsun? Bu borç benim dönemimin hatasının borcuysa ben, senin döneminin hatasının borcuysa sen ödemelisin. Yaptığın şikâyetlerle hatanın bende olduğunu ispatlayamadığın gibi elindeki mahkeme kararıyla sende olduğunu gördün…Şimdi 17 milyona mal olan hatanın gereğini yerine getir. Sağda solda kedi ve ciğer arama… Kedi nerede, ciğer nerede diye sormuşsun. Ciğer gibi kupon arsalara, kedi cambazlığıyla imar rantları oluşturdun ve her hepsinin üzerine koyuncu imzasını attığın halde hâlâ ciğer sorarsın. Bu kadar servete rağmen ne gözün doydu ne karnın. Sayısı kaç mı oldu? Ben diyeyim yüz elli ciğer, sen de iki yüz ciğer… Satıp yediklerin midende, kalanı meydanda, kediyse tam karşımızda. Şimdi sorduğun ciğerlerin nerede olduğunu hatırladın ya, çıkart çıkartabilirsen artık”